Eşyalarımla odaya girdiğimde oda arkadaşlarım beni karşıladılar. Odada üç kişi kalıyorlardı. Onlardan tanıdığım yoktu. Ama birbirimizin ismini daha önceden duyduğumuz için çok çabuk kaynaştık.
Bilgisayar kursuna çıktığımız bölüm cezaevi kurslarının yapıldığı bölümdü. Bilgisayar kursunda bilgisayar eğitimimizle meşgulken, diğer odalarda Berberlik ve o an için açılmış olan Dart kursu eğitimi veriliyordu. Derslerin ara verildiği teneffüslerde bir araya geliyorduk. Adlilerle sohbet edip onlarla ilgilenmek bizim için daha öncelikliydi. Kurslara çıkmak istememizin sebeplerinden biri de adlilerle ilgileniyor olabilmemizdi.
Bu cömertliğimiz cezaevindeki tüm adli odalarda konuşuluyordu. Zamanla istekleri değişti.
Ağustos ayının ortalarıydı. Gece hepimiz yatağımıza çekilmiş uykumuzda derin hayallere dalmıştık. Dışardan “Hizbullah, Hizbullah” diye sesler geliyordu. Üst katımızda bulunan müşahede odalarında kalan adlilerin bazen bizi vakitsiz çağırdıkları oluyordu. O yüzden dışardan gelen sese pek kulak asmadan tekrar uyumaya çalıştım.
Cezaevinde bizden bir arkadaşın olduğunu söyleyip bizi onun yanına vereceklerini söyleyince ilkin şaşırdık. Çünkü Muş’a gelmeden önce bizden birilerinin olup olmadığını arkadaşlarımızdan sormuştuk. Ama bizden kimsenin bulunmadığını söylemişlerdi. Şimdi ise sorumlu başgardiyan bizden birinin burada bulunduğunu söyleyince, ister istemez şaşırmıştık. Kalan arkadaşın ismini söylediği halde kendisini tanımadığımızı söyledik. Ama madem o da Hizbullah mensubudur, o zaman bizim için sorun olmazdı. Sonuçta cezaevinde birbirimizi tanımadığımız arkadaşlarımız da vardı.
Mahkemeler son hızla ellerindeki dosyaları bitirmek için adeta bir yarışa girmişçesine çalışıyorlardı. 06.06.2006 yılında mahkeme bana müebbet ceza verdiğinde buna hiç şaşırmadım. Ceza aldığım günün ertesi günü açık görüşümüz vardı. O yüzden mahkemenin verdiği cezayı ilk olarak kimseye söylemek istemedim. Yarınki görüşe moralleri bozuk bir şekilde gitmelerini istemiyordum.
Birinci Müdürün bu isteği bizim için bir sorun değildi. Biz, hangi Müdürün dosyasına ne eklendiğiyle ilgilenmiyorduk. Bu, Bakanlığın sorunuydu. Sadece yapılan iyiliklerin karşılıksız kalmadığını göstermek istiyorduk. Bizim için iyiliği olanlar için biz de elimizden gelen iyiliği esirgemezdik.
Mahkûmun temel ihtiyaçlarının yanı sıra cezaevinde küçük bir marketi andıran kantininde satılan şeyler mahkûmun alması içindi. Sebze ve meyve almak isteyen mahkûmların bu istekleri cezaevi idaresi tarafından karşılanması yönetmenliklerle belirlenmişti. Hiçbir cezaevi mahkûmları bu haktan mahrum edemezdi.
Temsilci arkadaşlar cezaevi savcısına kendilerinin uzun bir süreden beri cezaevinde olduklarını hatırlattılar. Bu süre zarfında dışarda çalışmalarına devam eden mensubu oldukları Cemaatin faaliyetlerinden haberleri olmadıklarını söylediler. Bu durumda nasıl olur da bilmedikleri bir şey hakkında kendilerinden bilgi istenebileceğini sormuşlar. Temsilci arkadaşların bu hatırlatmaları karşısında cezaevi savcısı, bu yasal düzenlemenin “Örgütü çökertecek bilgi” maddesinin uygulanabilirliğinin kendi şahsi fikrine göre imkânsız bir şey olduğunu, ancak bu konuda elinden hiçbir şey gelmediğini söylemiş.
Tekrar içeri geçip hazırlanan çay eşliğinde muhabbet etmeye başladık. Bana Elazığ cezaevinin şartlarından söz ediyorlardı. Ben de onlara Urfa cezaevinin şartlarından söz ediyordum. Cezaevinin verdiği yemekler ve görüş sürelerinin yanı sıra gardiyanların bize karşı tutum ve davranışlarından söz ediyorduk. Her iki cezaevi arasında bir kıyas yapmaya çalışıyorduk. Anlatılanlara bakılırsa Elazığ cezaevinin şartları Urfa cezaevinden çok daha iyi görünüyordu.
Yeni yapılan cezaevlerinde Müşahede odalarının yanı sıra Bir de süngerli oda dedikleri mahkûmları cezalandırmak için yapılmış odalar vardır. Sözde mahkûmun kendisine herhangi bir zarar vermemesi için her tarafı kapalı olan bu odaların dört bir duvarına süngerler döşendiği için bu adı vermişlerdi. Tam bir işkence odasını andıran bu odalarda mahkûm kendine zarar vermiyordu, ama gardiyanların toplu olarak attıkları dayaklar mahkûmu sindirmeye yönelik bir uygulamadır.
Askerle işimiz bittikten sonra gardiyanların olduğu bölüme haber verildi. Askerin bizimle işinin bittiğini anlayan gardiyanlar, bizi kendi bölümlerine aldılar. Aynı yerde sadece bir kapının ardında bizi tekrar arayıp kayıt işlemleri yapmak için kimlik bilgilerimizin yanı sıra hangi suçtan ötürü yakalandığımız ve konumumuz hakkında dosya hazırladılar. Tekrar üst aramalarımız yapıldıktan sonra bizi müşahedeye götürmesi için bir gardiyan çağırdılar.